Tüysüz: Kürt meselesinin yerelde çözülür

Tüysüz: Kürt meselesinin yerelde çözülür

DEVA Partisi Şanlıurfa il başkanı Avukat Ahmet Tüysüz, Kürt meselesini Gazete Duvar'a anlattı.

05 Eylül 2020 - 10:35

Gazete Duvar'dan Mustafa Zengin ile bir söyleşi yapan DEVA Partisi Şanlıurfa il başkanı Avukat Ahmet Tüysüz, Kürt meselesinin yerelde çözüleceğini söyledi.

İşte Mustafa Zengin'in Kürt meselesi ile ilgili o söyleşisinden bir kısım:

Urfa’da hemen her dönem HDP şahsında, “Kürt siyaseti” olarak anılan tarafın ikinci parti, diğer bir ifadeyle, ana muhalefet olma niteliğini koruduğunu görüyoruz. Hem bu siyasi yapının tabanı hem de tabanı ve destekçisi olmayan başka birçok Kürt, Kürt kimliği adına bazı siyasi, sosyal, kültürel, hukuki, iktisadi ve açık bir şekilde söylemek gerekirse, teritoryal yönetim anlamında “özerklik” gibi politik-idari haklar talep ediyor. Partinizin bu taleplere yönelik bir plan ve programı var mı? Varsa nedir ve hepsini karşılayacak bir nitelikte midir? Ayrıca bir Kürt olarak siz konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Adını doğru koyarak başlayalım; Türkiye’de bir Kürt sorunu vardır. Bu konuda herkesin farklı fikirleri farklı çözüm önerileri olabilir. Mevcut iktidar bu sorunu çözmek adına “açılım süreci” ile bir süreç başlatmış, belli bir aşama kaydetmiş, sonradan içi sulandırılıp ‘milli birlik ve kardeşlik projesi’ne evrilerek eskisinden daha kötü bir noktaya getirilerek çözümsüzlüğe terk etmeyi tercih etmiştir. Özellikle ceza dosyalarında çok sıkça karşılaştığım bir pratik, açılım sürecinde insanlar fikirlerini açıkça beyan etmiş, sosyal medyada görüşlerini dile getirmiş ancak aradan uzun yıllar geçtikten sonra adeta devlet kendi vatandaşına tuzak kurmuş bir refleksle ve tamamen güvenlikçi bir politika ile o demokratik ve özgür ortamda beyan ettiği fikirleri soruşturma dosyalarına dönüştürerek insanları cezalandırma yoluna gidilmiştir. O dönem suç oluşturmayan bir eylem, yasada herhangi bir değişiklik olmamasına rağmen evrensel bir ilke olan suç ve cezaların geriye yürümezliği prensibi yerle bir edilerek suçmuş gibi işlem görmüştür. İnsanların neredeyse yarısı örgüt propagandası suçundan sabıkalı durumdadır. Demokrasi açısından farklı fikirlerin oluşu demokratik zenginliktir. Parti programımızın girişini oluşturan temel hak ve hürriyetlerin, merkezi ve yerel yönetimlerle, eğitim ve kültür sanat bölümleriyle, Kürt meselesinin de yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ile büyük ölçüde çözüleceğine inanıyorum. Programımızda yer aldığı haliyle, “Ülke kaynaklarının yerinde, verimli ve etkin kullanılabilmesi, demokratik temsilin geliştirilmesi ve demokratik kültürün derinleştirilmesi için yerel yönetimlerin güçlendirilmesi bir zorunluluktur”. Parti programımız; anadil, anayasal vatandaşlık ve güçlü yerel yönetimler hususunda çok net önerilerde bulunmaktadır. Meselenin tanımlanması, içeriğinin doldurulması ve çözümünde yukarıdan aşağıya bir devletçi refleks yerine yatay düzlemde toplumla birlikte yapılması önemli. Siyaset kurumu gerek meselenin çözümü sürecinde gerekse de sonunda bireysel ve toplumsal özgürlükleri güvence altına alacak bir yaklaşımla pozisyon almalıdır. Sayın Genel Başkanımız da hak ve özgürlüklerin bir pazarlık konusu yapılmadan “tanınması gerektiği” hususunu daha önce defalarca dile getirmiştir. Diğer yandan güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüşü vaat ediyoruz. Demokratik bir olgunluk içerisinde her fikri, her ortamda tartışabilmeliyiz. Sayın cumhurbaşkanı defalarca Türkiye’de valilerin seçimle gelmesi gerektiğini ifade etti. Ancak şu an geldiği nokta, halkın iradesini hiçe sayarak seçilmiş belediye başkanları yerine kayyum atamak oldu. Bu bağlamda bir Kürt olarak Kürt sorununun benim için temel hak ve özgürlükleri teminat altına alan liberal bir anayasanın yanı sıra yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ile çözüleceğini düşünüyorum.

‘DİNLEYECEĞİZ, İRDELEYECEĞİZ, ANALİZ EDECEĞİZ’

En son izlediğim bir sosyal deneyde çoğu Urfalının neredeyse kendi mevcut siyasi temsilcilerinin, yani milletvekillerinin isimlerini bilmediklerini gördüm. Siyasi temsilcilerin halktan bu kadar kopuk ve uzak oluşunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Nitekim bunun doğurduğu en temel olumsuz sonuç, halkta siyasete dair bir güvensizlik, itibarsızlık ve vurdumduymazlık yaratmasıdır. Belki de diyebiliriz ki, “halksızlaştırılan bir siyaset” ortaya çıkmaktadır. Siz DEVA olarak bu güvensizliği, itibarsızlığı ve vurdumduymazlığı bertaraf etmek için neler yapmayı düşünüyorsunuz? Halkla ilişki ve iletişim kurma konusunda neler vaat ediyorsunuz?

Biz halkla birlikte olmayı, sadece bir halkla ilişkiler ihtiyacı olarak görmüyoruz. Bu bizim siyaset aracılığı ile halkın sorunlarının çözülmesi, ihtiyaçlarının karşılanması için vazgeçilmez olarak kabul ettiğimiz bir yöntemdir. Biz halkın kendi kendini yönetmesini sağlamak için aracılar olmaya talibiz. Dolayısıyla, esas yapmak istediğimiz onları ve iradelerini yönetim organlarına taşımak. Evet, şu sonuç çıkıyor sanırım. Halk maalesef birilerini bir yerlere getirmek için kullanılmış. Bir şeyleri değiştirmek için siyasete katılmamış, adaylar vekil veya belediye başkanı olabilmek için gerekli oyu alma çabasından öte bir çalışma sergilememişler. Bu sosyal deneyin en çarpıcı sebebi bu görünüyor. Urfa metropol, mega bir şehir değil, şehrin menfaati için çalışmayı dert edinmişseniz insanlara kendinizi tanıtabilirsiniz. Ama maalesef hepsi demesek de çoğu aday kişisel menfaatlerini ön plana alıp, seçildikten sonra şehre ciddi bir katkı sağlamamıştır. Bu da dediğiniz gibi halkta siyasete dair güvensizlik, irtibatsızlık ve vurdumduymazlık yaratmıştır. Biz bu durumu kırmak için her zaman sahadayız. Gün 24 saat. Çok net ifade etmeliyim ki, bu sürenin en az 15-16 saatinde halkımızla iletişim halindeyim. İşimiz belirli zümrelerle değil, ben ve ekibim halkın arasındayız. Onlara bize her durumda ulaşabileceklerini vaat ediyoruz, hiçbir mecrada hiç kimseyi engellemiyoruz. İlimizin sorunlarını onlardan dinliyoruz. Şu an için pandeminin çok yüksek seyri nedeniyle kısmen yüz yüzelik kesintiye uğramış olsa da temas halindeyiz, toplumsal olayların takipçisiyiz, hassasiyet gerektiren konularda sessiz kalmıyoruz. Bu sebeple il yönetim kurulu ekibimiz ve ilçe teşkilatlarımızda her meslek grubu ve her sosyokültürel alandan ekip arkadaşlarımız var. Dinleyeceğiz, irdeleyeceğiz, analiz edeceğiz. Bugün bir ev hanımının, mimarın, işsiz bir gencin, öğretmenin, altı çocukla ev geçindirmeye çalışan işçinin, turizmcinin, mühendisin, sağlık çalışanının, çiftçinin, mevsimlik tarım işçisinin sıkıntısı nedir, sorunu ilk ağızdan direkt muhatabından dinleyelim diye yönetimleri oluştururken geniş bir mutabakatla oluşturmaya çalıştık.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Vali Şıldak: 2024'te Şanlıurfa'ya davetlisiniz…
Vali Şıldak: 2024'te Şanlıurfa'ya davetlisiniz…
İbrahim Tatlıses'in programına katılanları görenler gözlerine inanamadı
İbrahim Tatlıses'in programına katılanları görenler gözlerine...