Türkiye'de ise yüzde 92'si Suriyeli olmak üzere toplam 3,9 milyon yerinden edilmiş kişi yaşıyor. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre Türkiye'de evlerini terk etmek zorunda kalmış yaklaşık 3,6 milyon Suriyeli göçmen bulunuyor ve bunların 1,6 milyonunu çocuklar oluşturuyor.
Geçim sıkıntısı, yoksulluk, eğitime ve sağlık hizmetlerine erişimde zorluklar yaşayan mülteciler, koronavirüs salgını sürecinden de en çok etkilenen dezavantajlı gruplar arasında yer alıyor.
Masrafları arttı
Dünya Mülteci Günü öncesinde yayımlanan Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu araştırması, dünyadaki en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapan ülke olan Türkiye'de yaşayan mültecilerin koronavirüs salgınından nasıl etkilendiklerini inceledi.
Türkiye'de araştırmaya katılan mültecilerin yaklaşık %70'i pandeminin başlangıcından bu yana işlerini kaybettiklerini raporladı. Ek olarak, %80'e yakını gündelik masraflarının gözle görülür şekilde arttığını belirtti.
10 yılda en az 100 milyon kişi evini terk etmek zorunda kaldı
BM Mülteci Örgütü'nün Küresel Eğilimler Raporu ise zorla yerinden edilme olaylarının artık dünyadaki insanların %1'inden fazlasını -her 97 kişiden birini- etkilediğini ortaya koydu.
2019 yılı sonu itibarıyla 79,5 milyon insanın yerlerinden edilmiş olduğunu ifade eden BM Mülteci Örgütü, daha önce 'toplamda bu kadar yüksek bir sayının' görülmediği kaydediyor.
Rapora göre, 1990'lı yıllarda her yıl ortalama 1,5 milyon mülteci evlerine geri dönebiliyorken, son 10 yılda bu sayı yılda yaklaşık 385 bine düştü.
Türkiye'deki Suriyeli genç mülteciler
Yaşar Üniversitesi Avrupa Birliği (AB) Jean Monnet Göç Kürsüsü tarafından hazırlanan 'Türkiye'deki Genç Mültecilerin Durum ve İhtiyaç Analizi' raporuna göre, Türkiye'deki Suriyeli gençlerin yüzde 46'sı ne iş yaşamına dahil olabiliyor ne de eğitim görebiliyor.
Araştırmaya katılan bin 500 genç mültecinin yalnızca 43'ü Türkiye'de eğitimlerine devam ediyor.
'Çalışmak zorunda olmak', genç mültecilerin eğitimlerine devam edememelerinin en önemli nedeni olarak ortaya çıkarken bunu "gelir yetersizliği" ve "Türkçe konusundaki yetersizlik" takip etti.
Katılımcıların yüzde 11'i Türkiye'de düzenli bir işte çalıştıklarını belirtirken, geri kalanın çalışamama sebepleri arasında yüzde 34,7 ile 'iş fırsatlarının az olması' ve yüzde 24.9 oranıyla 'Türkçe dil yeterliliğinin olmaması' yer aldı.
Katılımcıların yüzde 62'si 'Türkçe kursunun en çok ihtiyaç duydukları kurs' olduğunu belirtiyor.
BBC
YORUMLAR