Prof. Dr. Abdullah Ekinci, Doç. Dr. Dursun Çadırcı, Doç. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, Doç. Dr. Mahmut Kaya, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Esra Siverekli’ye ziyaretlerinin ardından yeni Rektörümüz Mehmet Sabri Çelik’i ziyaret ettiler. Başkan Erkan Sözen, “Kent Konseyi olarak Üniversitemize katkı sunmak ve üniversite – kent işbirliğinin artırılması yönündeki önerilerini dile getirdi. Rektör Çelik’in konuya hakim olduğu, tecrübesi ve heyecanı ile Şanlıurfa’ya ve eğitimine katkı sunacağına inandığını belirterek Sayın Rektörümüze yapacağı çalışmalarda başarılar dileriz” dedi.
Biatçı Kent Konseyi’nin Üniversiteye önerileri:
- Üniversitemiz kentin paydaşlarıyla (belediyeler ve diğer kuruluşlarla) birlikte hareket etmelidir. Kendisini hizmette ortak görmelidir. En temelde üniversite şehir iş birliği birinci hedef olmalıdır.
- Sivil toplum örgütleriyle ilişkilerinde hepsine eşit mesafede olmalı; görev değerlendirmelerinde liyakate önem verilmelidir. Kurulduğu günden bu güne sıkıntıların başlıca sebebinin bu konuya dikkat edilememesi olduğu unutulmamalıdır. Uzun yıllardır Üniversitemiz çeşitli grupların birbiriyle rekabet ettiği, yok sayma ( çalıştığı ekip dışındakileri görmeme ) gibi parçalanmış bir görünüm arz etmektedir. Dolayısıyla sizlerin yönetiminde öncelikli olarak tüm akademisyen ve idari yapının, bir üniversite ruhuyla hareket etmesi, yönetici atama ve seçme inisiyatiflerinin bu doğrultuda yapılması, liyakat ve ehliyetin somut bir şekilde faaliyetlere yansıması gerekmektedir.
- Üniversitemizin Türkiye’deki diğer üniversiteler arasındaki sıralamasında pek iyi bir durumda olmadığı malumdur, bu anlamda akademisyenlerin yayın yapma araştırma yapma konusunda cesaretlendirilmesi ve mümkünse ödüllendirilmesi gerekir.
- Şehrimiz aynı zamanda 600.000’e yakın Suriyeli göçmen barındırıyor, üniversitemizde bu konuda araştırma yapmış hocalarımız ile işbirliği yapılmalı sorunlar yazılı olarak raporlaştırmalıdır. Kentin dönüştürdüğü göçmenlere karşılık, geldiğimiz süreçte göçmenlerin dönüştürdüğü bir kent biçimiyle karşı karşıya kalınmıştır. Bir diğer ifadeyle; başka illerden gelen öğrencilerimiz ve kırdan kente veya komşu ülkelerden savaş nedeniyle kentimize gelen göç, temelde siyasi, sosyal ve ekonomik problemlerden kaynaklanan zorunlu bir süreç olduğundan ve kente gelenler uyum sağlamak zorunda iken; kentsel mekânları kendi beklenti ve ihtiyaçları çerçevesinde dönüştürmeye başlaması da kentin bütün yapılarına olumsuz etki yapmaktadır. Türkiye’nin kentleşme deneyimi ve toplumsal yapısında meydana gelen değişimler açısından bakıldığında, üniversiteler kentsel kalkınma ve gelişmenin anahtar kurumlarıdır. Kentimizdeki bu problem en başta üniversitemizin etkinliği ile çözümlenmelidir.
- Üniversitede kentin beyni olan bilgi ve dokümanların toplanıp saklandığı ‘kent arşivini-kentimizin bilgi deposunu’ yerel yönetimlerle birlikte oluşturmalıdır/paylaştırmalıdır.
- İşlevsel olan ve halkın ihtiyaçlarına cevap veren, kentin sorunlarıyla halkın sorunlarına cevap üreten bir üniversitenin hayata geçirilmesi gerekir.
- Üniversite geleceğimizi şekillendirecek gençlerin yetiştirdiği bir kurumdur. Bu manada onların maddi ve manevi olarak geleceğe hazırlanması gerekir. Öğrenci yurtlarımızın öğrenci sayısı için yapılmakta olan yeni projeler sevindiricidir ama yetersizdir. Bu konuda acilen geleceğe dönük çalışmalar yapılmalıdır.
- Üniversitemiz; tarihi ve kültürel dokusu ile kendine özgü sosyolojik bir yapısı olan kentimizin marka değerine pozitif boyutta katkı sağlamalıdır. Bu anlamda kendisi de (araştırma ve eğitim-öğretim açısından) markalaşan bir kent üniversitesi olmalıdır. Markalaşan bir kent üniversitesi, bulunduğu kentin global ölçekte erişilebilirliğine ve uluslar arası tanınmasına bir değer katabilir.
- Üniversitenin toplumsal sorumluluğu gereği kentimizin tarihi, doğası ve kültürel varlığını geliştirecek/keşfedecek bir görev üstlenmelidir.
- Özellikle kültürel işlevler açısından bakıldığında, üniversitemizin gerçekleştirmesi gereken akademik, kültürel ve sanatsal etkinlikler kentin gelişimiyle doğrudan ilişkilidir. Kent-üniversite etkileşimi artırılmalıdır. Üniversite öğrenci ve öğretim üyeleriyle, kentin kültürel yaşamına hareketlilik kazandırmalıdır.
- Çevre-enerji ilişkisi ve doğal kaynakların verimli kullanımı gibi konularda projeler üreterek kentte yaşam kalitesini arttırmaya yönelik bir misyon üstlenmelidir. Bu misyonun yürütülmesindeki akademik önderlik kentimizde yaygın bir bilinçlilik düzeyi oluşturacaktır.
- Ne yazık ki üniversitemiz şehrin hayli dışındadır. Kente uzaklık ve zihinsel bariyerler üniversitenin kente karşı görevlerini yerine getirmesine engel olmaktadır. Bu engel /sorun bir şekilde aşılmalıdır. Çünkü, kentle ve kentin değerleriyle ilişki kuramayan üniversitenin, ne kentin gelişmesine ne de ülke ve dünya meselelerine bilimsel anlamda temas edebilmesi mümkün değildir.
- Üniversitemizin toplumsal katkı konusunda çalışmalar yapmasının yanında kentlimizin üniversite algısı üzerinde çalışılmalıdır. Beklenti kenti geliştirmesi ve kalkındırması sürecinden öğrencilerin gelip geçici misafirler gibi görülmesi bakış açısı değiştirilmelidir. Üniversitelerin sağladığı faydalar ‘bireysel, sosyal ve ekonomik’ olarak üç ana grupta toplanmaktadır. Bu faydalar karşılıklıdır. Üniversiteler bireye, topluma, şehre katkılar yarattığı gibi bireyler, toplum ve şehir de üniversitelerin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Bu karşılıklı ilişkinin kurulması ve geliştirilmesi süreci topyekûn gelişmenin de anahtarı konumundadır. Kent sakinleri/kentsel aktörler ile üniversite birbirine açık ve destekleyici olduğu oranda gelişme de hızlanacaktır.
- Üniversite kentin esnaf ve sanayi kuruluşları ile işbirliği yaparak sahip olduğu bilgi ve birikimi aktarmalı, daha verimli ve etkin olmalarına katkılar sağlamalıdır.
- Üniversite kentte nitelikli insan gücü yetiştirme, girişimci sınıfı geliştirme, tasarruf eğilimlerini etkileme, fırsat eşitliğini hazırlama, gelir dağılımını etkileme, milli birlik-beraberliği sağlama gibi olumlu etkilerin oluşmasında öncü olmalıdır.
- Bölgenin kalkınmasında itici güç misyonuna katkı verecek çalışmalar yürütülmesi, özellikle konferans-panel-sempozyum vb. düzenlenmesi ile ilimizin tanıtımına ve turizmine katkı sağlayabilecektir.
- Halka yönelik mesleki kurslar düzenlenebilir. Halka yönelik eğitimlerin planlanması üniversite ile halkımız arasında iletişim ve etkileşimi arttıracak olup kentin gelişimine katkı sağlayacaktır.
- Üniversite içindeki sosyal alanların gerek sayı gerek kalite yönünden arttırılarak hem halka hem de çalışanlara daha iyi bir ortam sağlanabilir. Bir kaç örnek verecek olursak; lojman sayısı ve spor aktiviteleri yapılacak tesisler arttırılabilir, daha büyük alışveriş merkezleri, anaokulu-ilk ve ortaokul-lise açılabilir. Ulaşım daha da kolaylaştırılabilir. Böylece kentimize/üniversitemize/hastanemize dışarıdan gelen personelin başka illere gitmemesi için cazibe oluşturulabilir.
- Kent içinde Üniversite Hastanesi semt poliklinikleri açılması merkez hastanenin yoğunluğunu azaltabilir.
- Yapılan bilimsel çalışmalarda kentin sorunlarına-kültürüne-tarihine-turizmine-ticaretine-siyasetine-eğitimine öncelik verilerek bu tür çalışmalar özendirilmelidir.
- İlimiz bir tarım şehri olup üniversitemizin şehrin tarımına çok boyutlu yoğunlaşması ve mutlaka sahada da önderlik etmesi gerekir
- 2019 yılı “Göbeklitepe Yılı” ilan edildi. Böyle büyük bir sorumluluğu yapacağı çalışmalarla; diğer kurumlarla birlikte Üniversitemiz de paylaşmalıdır. Üniversitemizin yapacağı bütün etkinliklerde; Göbeklitepe-Mozaiklerimiz-Balıklıgöl vb. görselleri ön plana çıkarmasını bekliyoruz. Ekte sunduğumuz “Tarih-Turizm-Kültür-Gastronomi Çalışma Grubu”nun hazırladığı önerilerden faydalanarak bu alanda üzerine düşeni yapmasını bekleriz.
- Engelliler için engelli dernekleriyle işbirliği yapılarak danışmanlık hizmetleri alınabilir. Üniversite ve tüm ilgili bölümlerde engelliler için erişebilirlik seminerleri verilip gereken tadilatlar da yapılabilir. Birlikte yaşama kültürümüz daha da artar.