Diyanet-Sen: Ezan Sesi Üzerinden Yapılan Tahammülsüzlük Kesinlikle Kabul Edilemez
Diyanet-Sen Şanlıurfa Şubesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde İstiklal Caddesi'nde yürüyen kadınların ezan okunduğu sırada ıslık çalmalarına tepki gösterdi.
Sendika binasında düzenlenen basın açıklamasında açıklama yapan Diyanet-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı Mehmet Hadi Gündüz, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Taksim’de bir araya gelen kadın gruplar, yürüyüş düzenledikleri esnada yatsı ezanının okunmasını ıslıkları ile protesto ederek Müslüman bir ülkede kesinlikle olmaması gereken bir densizliğe imza attıklarını söyledi. Gündüz, şunları kaydetti:”Bin yıldan uzun süredir İslam’ın bayraktarlığını yapan bir ülkede ezan sesini protesto etme cüretini göstermek ülke insanımıza ve tüm dünya Müslümanlarına yapılmış bir saygısızlıktır. Ezan sesi üzerinden yapılan bu tahammülsüzlük kesinlikle kabul edilemez. Halkı provoke etme amaçlı bu protestoyu gerçekleştirenler derhal büyük çoğunluğu Müslüman olan Türkiye halkından ve tüm dünya Müslümanlarından özür dilemeli haklarında halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten gerekli yasal işlemler başlatılmalıdır.
Mana ve muhtevası yönüyle ezan, hem tevhid, hem İslâm hem de namaz için bir çağrıdır. Yani ezan vasıtasıyla insanlar bir taraftan namaza çağrılırken; diğer taraftan İslâm’ın temel ilkelerini oluşturan esaslar da duyurulur. Allah’ın varlığı-birliği, ondan başka ilah olmadığı, Hz.Muhammed (s.a.s.)’in O’nun elçisi olduğu ve asıl kurtuluşun Allah’a kullukta,namazda aranması gerektiği açıklanır. Diğer bir tabirle ezanda çok öz ifadelerle İslâm’ın itikat ve amele ait temel esasları özetlenmiştir. Bu yönüyle ezan, İslâm’ın temelidir. Merhum istiklal şairimiz Mehmet Akif de, bu noktadan hareketle;
“Bu ezanlar ki şehadetleri, dinin temeli / Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli,” demiştir.
Yer kürenin güneş karşısındaki konumu ve kendi çevresinde dönüşü ile namaz vakitlerinin oluştuğu göz önünde bulundurulursa, Müslümanların yaşadığı her ülkede günde beş defa okunan ezanların, kesintisiz devam ettiği, ilahî mesajın günün her anında bütün bir aleme yayıldığı görülür ve duyulur. Bu ilahî sadâ “bir yandan kulaklarımıza çarpıp bizi semâvîliğe çağırdığı aynı anda, diğer yandan da göklerin derinliklerine doğru yankılanarak ‘Sözlerin en temiz ve en güzel olanı O’na yükselir.’ (Fatır, 35/10) fehvasınca semâ kapılarını aşar ve gider tâ ötelere, ötelerin de ötesine ulaşırlar.
Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte yüzyıllar boyunca bir çok inanç ve kültüre sahip insanlarla birlikte kardeşçe yaşamayı başarmış, diğer inanç sahiplerine saygıda kusur etmemiş bir halkın bu gün kendi ülkesinde ezanına tahammül edilememesi üstelik de bu tahammülsüzlüğün protesto ile gösterile bilmesi bizlerinde tahammül sınırlarını zorlamaktadır.
Ezanımıza yapılan saygısızlığa seyirci kalmayacağız. İslami değerlerimize saldırı halinde olan, insanlar arasında kin ve düşmanlığı alenen tahrik etme ve kamu barışını bozma amacıyla yapılan bu protestoyu inanç özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmemiz mümkün değildir.Türkiye her dinden-inançtan insanların yaşadığı geniş bir mozaiktir. Saygı ve kardeşlik düsturuyla hareket ederken, toplumu kutuplaşmaya götüren bu tür girişimler özellikle son zamanlarda İslam ve Müslümanlar üzerine oynanan oyunlar da göz önünde bulundurduğumuzda, maalesef bu olayın tamamen bilinçli ve kurgulanmış bir durum olduğunu müşahade ediyor ve kesinlikle olayı sonuna kadar takip edeceğimizin bilinmesini istiyoruz. Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde Müslümanları namaza çağıran evrensel mesaj ezan sesini protesto etmek toplumumuzdaki kardeşlik duygularını yıkmaya yönelik birlik ve beraberliğimizin çimentosu dinimiz ve ezanımız üzerinden ayrılık tohumları ekmeye çalışmaktır. Aziz milletimiz bu tür oyunları gayet iyi bilmektedir. Kimse bu oyunlara prim vermemeli sağduyu ile hareket etmeye devam etmelidir. Kimi zaman tahrik, kimi zaman siyasi dengeler nedeniyle gerçekleştirilen bu tür provokatif girişimler karşısında Müslümanları sağduyulu davranmaya, tepkilerini hukuk ve İslam geleneğinin bizlere öğrettiği naiflik ölçülerinde göstermeye davet ediyorum. Diyanet-Sen olarak hukuk çerçevesinde 85 Bin üyemizle bu olayın takipçisi olacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.”