Urfa'dan gözaltılara tepki: Derhal serbest bırakılsın

Şanlıurfa’da STK’ların katılımı ile kadın gözaltıları konusunda açıklama yapıldı. Açıklamada, “Gözaltındaki yol arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın” denildi.


Urfa'dan gözaltılara tepki: Derhal serbest bırakılsın

Şanlıurfa’da bazı STK temsilcilerinin katılımı ile HDP’ye yönelik gözaltılara ilişkin açıklama yapıldı. KESK, HDP, Yaşam Evi Kadın Dayanışma Derneği ve Urfa Barosu tarafından yapılan açıklamada, gözaltındaki kadınların serbest bırakılması gerektiği ifade edildi.

İl Kadın Platformu adına basın açıklamasını okuyan Urfa Barosu Kadın Hakları Merkezi Üyesi Avukat Mihriban Çelik şu sözlere yer verdi:

“25 Eylül sabahına hiçbirimize yabancı olmayan biçimlerde gerçekleştirilen gözaltı haberleriyle uyandık. Bir yandan bir tasfiye operasyonun parçası olarak HDP içerisinde mücadele eden kadın arkadaşlarımız hedef alındı. Yapılan operasyonda kadınlar olarak hayatlarımız için verdiğimiz mücadeleden tanıdığımız ve mücadelelerinin tanığı olduğumuz, yeri geldiğinde mecliste ve her yerde sesimiz soluğumuz olan; eşit ve özgür bir yaşamı, haklarımızı beraber savunduğumuz yol arkadaşlarımız aramızdan haksızca, hukuksuzca ve yalanlarla alındı. İnsan değerini hiçe sayan gözaltı koşullarının pandeminin yayıldığı bir dönemde ulaştığı vahim düzeyin farkında olarak arkadaşlarımız için endişeliyiz.

Hukukun talimatla işlediği, kimi hayatların değerli kimilerinin ise değersiz ve harcanabilir kılındığı bu koşullarda hiçbirimiz güvende değiliz. Kadına yönelik şiddetin, Kürt halkına yönelik ırkçı saldırıların arttığı, Kürt işçilerin çalışmaya gittikleri yerlerde linçe uğradığı, kucağında çocuğuyla bir kadına atılan tokadın hesabını kimsenin vermediği, Kürt köylüler işkenceyle askeri helikopterden atıldığını beyan ettiği halde o gözleri kıpkırmızı hale getiren şiddeti kimsenin soruşturmadığı, Musa Orhan, Ümit Can Uygun, Fatih Burak Aykul ve sayısız örnekte gördüğümüz özellikle kadına yönelik suçlarıncezasız kaldığı için adalete güvenimiz kalmadı. Bu düzende ‘nefes alamıyoruz!’

Daha önce aynı kapsamda ifade vermiş, hatta haklarının ihlal edildiği Anayasa Mahkemesi’nce tespit edilmiş, evi, adresi belli kişiler, 6 yıl sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın emriyle ‘kaçma şüphesi’ ve ‘delil karartma ihtimali’ gibi gerekçelerle, şafak baskınlarıyla gözaltına alındı. Biz bu operasyonun hukuki değil siyasi olduğunu, aynı uygulamaların aylardır kayıp olan Gülistan Doku’yu alıkoyduğu bilinen fail ZaynalAbarokov için ya da ‘Daha önce de yaptım, bana bir şey olmaz’ diyen Musa Orhan için geçerli olmamasından biliyoruz. İşte bu yüzden susmuyoruz! Ayla, Gülfer, Beyza, Perihan, Berfin, Bircan, Pervin, Dilek, Emine için gözaltına alınanların her biri için ses çıkarıyoruz:

Bu hukuksuzluğun karşısında, gözaltına alınanların yanındayız! En az 6 milyon insanın iradesini temsil eden HDP’ye saldırının demokrasi ihtimaline, ‘İsimsizler Hareketi’ kapsamında sosyal medyaya baskının da her türlü itiraza ve muhalefete bir darbe olduğunu görüyoruz. Unutulmasın, bu arkadaşlarımız gözaltı operasyonuyla da mahkeme koridorlarıyla da ilk defa karşılaşmıyorlar. Çünkü ülkede yükselen cinsiyetçiliğe, ırkçılığa, sömürüye, taraflı yargıya, faşizme her zaman karşı durdular ve yine duracaklar. Hep birlikte karşı duracağız.

Bizler; bu metne imza atan kadınlar olarak, demokrasi ve hukukun kadın kurtuluş mücadelesinin de olmazsa olmazı olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla, bu operasyonları ‘yapay gündem yaratma çabası’ olarak değil ülkemizin temel, gerçek gündemlerinden biri, bir varlık-yokluk meselesi olarak görüyoruz. İktidarın baskı ve sindirmeyi temel araç haline getirdiği politikalarına, tıpkı cinsiyetçiliğe direndiğimiz gibi direneceğiz.

Demokrasiyi kazanacağız, gerçek adaleti kazanacağız, kadınlar olarak eşitliği ve özgürlüğü kazanacağız.

Birlikte mücadeleyle kazanacağız!”