Anadolu Kültürünü yaşatıyorlar

Anadolu Kültürünü yaşatıyorlar

İnsanlık tarihi kadar eski olan tespih, Anadolu'nun en önemli kültürlerinin başında geliyor. Tarihten bu yana Anadolu kültürünün bir parçası olarak kullanılmaya devam eden tespih, birçok insan içinse vazgeçilmez bir tutku. Tarihi anlamı kadar yapımı, özelliği, taşı, işlemesi gibi her evresi ayrı bir anlam taşıyan tespihi, Şanlıurfa’nın tespih ustaları anlatıyor.

08 Temmuz 2020 - 09:50

Birçok tarihçi tespihin, ilk insanların avladıkları avın parçalarını ip benzeri şeylere dizip, bir sonraki avda başarı getirmesi için üzerlerine takmaları ile günümüze kadar geldiğini belirtiyorlar. Daha sonraları bu tip takılar kötülüklerden ve düşmanlardan koruması için savaşlarda da takılmaya başlanıyor.

Tespihin bir Anadolu kültürü olarak yüzyıllarca yaşamaya devam edeceğini inandıklarını belirten ustalar, tespih yapımında en önemli sorunun ise fabrikasyon üretimi tespihler olduğunu söylüyorlar.

İNSANLIK TARİHİ KADAR ESKİ

Kehribar, Osmanlı sıkması, Bağa, Damla ve Ateşi ustaların uzun uğraşları sonucu çeşitli aşamalardan sonra tespih halini alıyor.

Tespih, hemen herkesin elinde taşıdığı, kiminin sabır çektiği, kiminin salladığı kiminin de üzerine şarkılar yazdığı vazgeçilmez bir aksesuar.

Genci, yaşlısı herkesin hayatının bir döneminde büyük bir zevkle yanında taşıdığı tespihin yapımında da büyük bir emek var. Çeşitli aşamalardan geçen özel malzemeler habbeler (tane) haline getirilip ipe saplanarak tespih halini aldıktan sonra alıcısını beklemeye başlar.

Osmanlı döneminde Abajur, kapı kolu, bıçak sapı, şemsiye sapı ve kadınların boyunlarına aksesuar olarak taktıkları kehribar, günümüzde tespihin vazgeçilmezi oldu. Bağa, kehribar, damla ve ateşi gibi malzemeler tespih ustalarının uzun uğraşları sonucu hayat buluyor.

KEHRİBAR TESBİHİN VAZGEÇİLMESİ OLDU

Atölyelerde işlenen malzeme, verilen ölçülere göre kesimi yapıldıktan sonra  habbeler haline getirilir, habbeler tek tek özel iplere saplanır ardından parlatılır. Parlatılan tespihlere imame yada püskül takıldıktan sonra satışa hazır olur

Tarihi Gümrük Hanında oturup çay içerken keyifle tespih çeken ve satışa sunulan rengarenk kehribar, bağa, ateşi ve Osmanlı sıkması tespihler ilgi çekiyor

USTALIĞI BABASINDAN DEVRALDI

Babasından mesleği devralan tespih ustası Osman Karasaban, "Mesleği babamdan devraldım. Babama 1960-65'li yıllarda Gümrük Hanı girişinde dükkanımız vardı. O zaman tespih el işi ile el emeği yapılıyordu. Sonradan torna çıktı. En çok tercih edilen Osmanlı Kehribarıdır, Osmanlı Kehribarı kimse dökümünü yapamadığı için çok değerlidir. Hatta altından daha değerlidir. Kehribarın işlenmiş tespih olmuş halinin gram fiyatı 350 -400 TL arasıdır altından daha pahalıdır. Doğal taşlar birde yapay taşlar var. Doğal taş dediğimiz akit taşı rengi aşağı yukarı kırmızı ile koyu kırmızı arasıdır. Firuze taşı mavidir. Değişik taşlardan tespih yapıyorlar ama herkesin tercihi ayrıdır ama genellikle yaşlılarımız Osmanlı kehribarı bir de damla kehribarı reçinedir oda Rusya Ukrayna bölgesinde geliyor” dedi.

EN DOĞAL KEHRİBARDIR

“En doğal Kehribar” olduğuna dikkat çeken Karasaban, “Şifa kaynağı olarak Kehribar çok iyidir. Diğerlerinin hepsi yapaydır. Osmanlı sıkması doğal rengi limon sarısıdır çektikçe rengi koyu kırmızıya dönüşür. Genellikle yaşlılarımız en çok Osmanlı kehribarını tercih ederler. 33'lü olsun, 99'lu olsun renk olarak koyu kırmızı, vişne çürüğü yada limon renklerini tercih ederler. Orta yaşlılar mütevazi renkleri tercih ederler siyah, koyu kırmızı, daha genç nesil ise kırmızı, mavi, yeşil gibi renklere takılırlar. En çok tercih edilen Osmanlı sıkma kehribarıdır ondan sonra Osmanlı bağası dediğimiz birde damla kehribardır. Tespih gelenektir atalarımızdan beri tespih çekemi var Osmanlıdan bu yana var” dedi.

EMEK VERİLEREK YAPILIYOR

Bir tesbihin 3-4 günde yapıldığını söyleyen Karasaban, “Emek verilerek el işin yapılan bir tespih 3-4 günde yapılır ama tornada yapıldığı zaman bir günde yapılır. Son dönemlerde tespih çok yaygın olmaya başladı. eskiden tespih denildiği zaman Oltu taşı akla gelirdi. Deve kemiğinden ve zeytin çekirdeğinden yapılırdı ama şimdilerde ticaret dönüştü. Osmanlı kehribarı dediğimiz tespih 15-20 bin liraya kadar değişen fiyata satılıyor. Tabi her ağırlığa göre fiyat artıyor. Eski dönemde Osmanlı döneminde çok değerli süs eşyalarında kehribar dediğimiz malzemeyi kullanmışlar. Şemsiye sapı, araba vites kolu, biblolar süs eşyalarında değişik ebatlarda kullanmışlar bu son zamanlarda vatandaşlarımız getirip atölyelerde tespihe çeviriyorlar. Değeri daha kıymete biniyor. Eskiden köylerde bayanlarımız boncuk olarak boyunlarına takarlardı. Altın niyetine ama kendi aralarında isimlendirmişlerdi kan boncuğu süt boncuğu gibi tabi kehribar olduğunu bilmiyorlardı " diye konuştu.

Atölyede malzemeyi işleyip tespih yapan Abdulhekim Karasapan konuşmasının sonunda, "Kehribarı müşteriler malzeme olarak bize gönderir belli bir ölçü ve model verir bizde burada tek tek kestikten sonra delimini yapar. Habbe yani tane şeklini modelini verdikten sonra tespih haline çeviriyoruz" ifadelerini kullandı.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Lider Karaköprüspor ilk yarıyı namağlup bitirmek istiyor
Lider Karaköprüspor ilk yarıyı namağlup bitirmek istiyor
Şanlıurfaspor'a ceza yolda
Şanlıurfaspor'a ceza yolda